DiniSayfa - islamiyet - namaz duaları

Hac Nasil Yapilir

Türkiye hacıları genellikle emeklilik yaşındaki müslümanlardır ve haccı ömürde bir kere yapmaktadırlar.Hacılar büyük oranda karı-koca gitmektedirler. Mali yönden bakıldığında en çok biriktirilen parayla hacca gidildiği görülmektedir. Türk hacıların çoğunluğu temettü haccı yapmaktadır. Temettü haccı, hac ve umre (Arapça: عمرة)'nin ayrı ayrı ihramla yapılmasıdır. Umre yapılmayan hacca ifrad haccı, umre ile haccın aynı ihramda yapılmasına ise kıran haccı denilmektedir.

Hacı adayı Diyanet İşleri Bakanlığı'nın kurasına katılır, kurada adı gidecekler listesinde çıkarsa hazırlıklara başlar. Hacı adayı, para (lira, riyal, dolar) giyecek (ihram, terlik, şemsiye, iççamaşırı) ve yiyeceklerini (akan, kokan, bozulan yiyecekler dışındakileri) hazırlar, uçak biletini alır.

Yakınlarıyla vedalaşır. Şartlara göre evinde, uçakta, uçaktan inişte ihrama girer. İhram, erkekler için izar ve rida denilen iki parçalık örtüdür. Kadınların ihramı ise kendi giysileridir. Bu ihrama girmeden hacı adayları, mikat noktalarından geçemezler. Mikat, Mekke'nin etrafındaki ihram sınırları demektir ki, bu sınırlardan ihramsız geçilmez. Muazzam bir kalabalığa karışılacağı için (1990 yılında el-Muaysem tünelindeki faciada 1426 kişi ezilerek ölmüştü)ve kaybolma, yolunu kaybetme durumlarında ne yapılması gerektiği hakkında önceden bilgilenir.

Mekke'ye inen hacı adayları evlere yerleşir ve Umre yaparlar. Yani Kabe'yi ziyaret edip, tavaf yapmak, zemzem içmek, Safa ile Merve arasında say yapmak (7 kere gidip dönmek). Saydan sonra umre biter, saçlar kesilerek ihramdan çıkılır, hac için tekrar ihrama girinceye kadar hac yasakları kalkmıştır. Adaylar, haccı beklerken, çevreyi gezer, alışveriş yapar.

Zilhicce'nin 9'unda, arefe günü tekrar ihrama girilir. Güneşle birlikte Arafat'a vakfeye gidilir. Bütün gün telbiye (Lebbeyk Allahümme lebbeyk, lebbeyke la şerikeleke lebbeyk, innel hamde ven nimete leke vel mülk, la şerike lek) tesbih ve ibadetle geçirilip, güneş battıktan sonra Müzdelif'ye geçilir. Yaya olarak ikisinin arası 3 saattir. Ertesi gün, Kurban Bayramının ilk günüdür. Güneş doğmadan önce Mina'ya hareket edilir. Burada şeytan taşlanır, kurban kesilir. Üç gün Mina'da kalınır veya ilk gün sonunda Mekke'ye dönülerek ziyaret tavafı (Kabe'yi 7 kere dönmek, yani 7 şavt) ve hac sayi yapılarak hacı olunur. Bayramın kalan günlerinde yine Cemerat'a gidilerek şeytan taşlanır, taşlama 70 taşa bağlanır.

Hac bittikten sonra isteyen istediği kadar tavaf ve umre yapabilir. İlk kafileyle gelip Medine'yi ziyaret etmeyenler bu arada Medine'yi ziyaret ederler. Son bir tavaftan sonra herkes memleketine döner.

Alıntıdır Wikipedia.org

Etiketler: , ,

Haccin Çeşitleri

HACCIN ÇEŞITLERI

Yapilisi Bakimindan Hac Üç Çesittir:

1) Ifrad Hacci: Umresiz yapilan hac demektir. Haci adayi ihrama girerken sadece hacca niyet eder ve hac vazifelerini yerine getirir. Ifrad hacci yapanlara kurban kesmek vacib degildir.

2) Temettu Hacci: Umre ve hacci ayri ayri ihrama girerek yapmaktir. Haci adayi önce umre için ihrama girip umre vazifelerini yapar ve ihramdan çikar. Günü gelince yeniden ihrama girerek hac vazifelerini yerine getirir. Temettu haccında kurban kesmek vacibdir.

3) Kiran Hacci: Umre ve hacci bir ihramda yapmaktir. Haci adayi ihrama girerken hem umre, hem de hacca niyet eder. Önce umreyi yapar fakat ihramdan çikmaz, sonra da hacci yapar. Kiran haccinda da kurban kesmek vacibdir.

Hacca gitmek isteyen bir kimse bu üç çesit hacdan hangisini dilerse onu yapar. Usulüne uygun olarak hangisini yaparsa hac görevini yerine getirmis olur.

Etiketler: , ,

Namaz Dualari

Dualara Ulaşmak için aşağıdaki linklere tıklayınız...
Sübhaneke Duası ve Anlamı
Ettehiyyatü Duası Ve Anlamı
Allahümme Salli Duası ve Anlamı
Allahümme Barik Duası ve Anlamı
Rabbena Atina Duası ve Anlamı
Rabbenaağfirli Duası ve Anlamı
Kunut Duaları ve Anlamları

Etiketler: , , ,

Kuran-ı Kerim Ayrintili Bilgi

Kuran-ı Kerim Hakkında Soru-Cevap Ayrıntılı Bilgi
Soru 1 : Kur’an’ı Kerim kaç yılda inmiş, tamamlanmıştır?
Cevap : Kur’an’ı Kerim 22 sene, 2 ay, 22 günde inmiştir
Soru 2 : Allah(cc)’ın dilediği şeyleri Peygamberlerine bildirmesine ne denir?
Cevap : Vahy denir
Soru 3 : Kur’an’ı Kerim’de bulunan, adetleri 114 tane olan müstakil bölümlerine ne denir?
Cevap : Sure ismi verilir
Soru 4 : Kur’an’ı Azimüşşan’da bulunan sureleri meydana getiren cümlecik yada bir kaç kelimeden oluşan,
6666 adet varolan Allah kelamlarına ne ad verilir?
Cevap : Ayet denir
Soru 5 : Kur’an’ı Kerim tek kitap olduğu gibi, tek ciltte toplanmıştır Kur’an’ı Kerim’in sayfalarını toplayan
cilde verilen ve yalnız Kur’an’a ait olan özel isme ne denir?
Cevap : Mushaf adı verilir
Soru 6 : Kur’an’ı Kerim ayet ayet, sure sure inerken o gün için mevcut bulunan kemik parçası veya düz,
yassı olan şeyler üzerine yazılırdı Daha sonra tek bir kitap haline getirildi
İşte yüce kitabımızı ilk olarak kim zamanında ve nasıl Mushaf haline getirildi?
Cevap : Hz Ebu Bekir zamanında Zeyd b Sabit tarafından Mushaf haline getirildi
Soru 7 : Kur’an’ı Kerim insan gücünün imkan verdiği ölçüde anlamayı gaye edinen ve geniş şekilde açıklayan,
gerektiğinde yorumlayan eserlere ne ad verilir?
Cevap : Tefsir denir
Soru 8 : Tefsir yapan alime ne ad verilir?
Cevap : Müfessir adı verilir
Soru 9 : Tefsir çeşitleri kaçtır ve nelerdir?
Cevap : Tefsir çeşitleri ikidir;
a- Rivayet tefsiri : Ayet ve hadislerle açıklama yapılan tefsirlerdir
b- Dirayet tefsiri : Ayet, hadis ve akli, felsefi, güncel yorumlarla yapılan tefsirdir
Soru 10: Ayeti celilelerin mana ve ilahi işaretlerini, insan aklının imkanı ölçüsünde yapılan tercümelere ne ad verilir?
Cevap : Meal adı verilir
Soru 11: Kur’an’ı Kerim Peygamber Efendimiz (sav)’e nerede ve ne zaman nazil olmaya başlandı?
Cevap : Mekke yakınlarında Hira mağarasında, 610 yılı Ramazan ayında nazil olmaya başladı
Soru 12: Allah (cc)’ın varlığını ve birliğini, doğmadığını ve diğer özelliklerini özlü bir
şekilde anlatan ve buna kısaca Tevhit suresi denilen surenin adı nedir?
Cevap : İhlas suresi
Soru 13: Hz Muhammed (sav)’e Nur dağında inmeye başlayan ve 23 senede tamamlanan, Arapça olarak indirilen
ve tevatür yoluyla bize ulaşan, okunması dahi ibadet olan, dünyevi ve uhrevi tüm meseleleri bildiren,
Allah (cc)’ın kel----- ne ad verilir?
Cevap : Kur’an’ı Kerim denir
Soru 14: Kur’an’ı Kerim’de bir takım ayetler vardır ki; bunlardan birini okuyan veya işiten her mükellef için secde
etmek vaciptir Bu secdeye ne ad verilir ve Kur’an’da kaç defa zikredilmiştir?
Cevap : Tilavet secdesi denir ve Kur’an’da 14 defa zikredilmiştir
Soru 15: Peygamber efendimiz (sav)’in 13 yıllık Mekke döneminde ve 10 yıllık Medine hayatında Kur’ân’ı Kerim’in
tamamı indirilmiştir Mekke ve Medine yaşantısında bildirilen surelere verilen isim nedir?
Cevap : Mekke döneminde inen surelere MEKKİ, Medine döneminde inen surelere MEDENİ sure adı verilir

Soru 16: Kur’an’ı Kerim’de hakkında en çok ayet inen kavim hangisidir?
Cevap : İsrail oğulları
Soru 17: Kur’an’ı Kerim’deki ilk surenin ismi nedir?
Cevap : Fatiha suresi
Soru 18: Kur’an’ı Kerim’deki son sure hangisidir?
Cevap : Nas suresi
Soru 19: Kur’an’ı Kerim’in kalbi olarak zikredilen surenin ismi nedir?
Cevap : Ya-sin suresi
Soru 20: Kur’an’ı Kerim’deki en uzun sure hangisidir?
Cevap : Bakara suresi
Soru 21: Kur’an’ı Kerim’deki en kısa sure hangisidir?
Cevap : Kevser suresidir
Soru 22: Kur’an’ı Kerim’de besmele kaç defa zikredilmiştir?
Cevap : 114 defa
Soru 23: Kur’an’ı Kerimde ismi geçen sahabe kimdir?
Cevap : Hz Zeyd (ra)
Soru 24: Hurf’u Seb’a nedir?
Cevap : Kur’an’ı Kerim’in yedi harf üzerine inmesidir
Soru 25: Kur’an’ı Kerim’in hangi suresinin her ayetinde “ALLAH” kelimesi vardır?
Cevap : Mücadele suresi
Soru 26: Allah (cc) kelimesi Kur’an’da kaç defa zikredilmiştir?
Cevap : 2697 defa
Soru 27: Kur’an’ı Kerim’de tek ismi zikredilmiş kadın kimdir?
Cevap : Hz Meryem
Soru 28: Kur’an’ı Kerim’in son inen ayeti hangi surenin kaçıncı ayetidir?
Cevap : Maide suresinin 3 Ayetidir
Soru 29: Kur’an’ı Kerim’de surelerin başında besmele vardır Ama bir surenin başında besmele yoktur
Hangi surenin başında besmele yoktur?
Cevap : Tövbe suresi
Soru 30: Hangi surede besmele iki defa zikredilmiştir?
Cevap : Neml suresi
Soru 31: Kur’an’ı Kerim’i tefsir eden alimlerimizden üç tanesinin ismini yazınız
Cevap : Ömer Nasuhi Bilmen, Seyyit Kutup, Bursalı İsmail Hakkı, Muhammet Ali Sabuni, Mevdudi,
Mahmut Ustaosmanoğlu, Elmalılı Hamdi Yazır, Konyalı Mehmet Vehbi Efendi

Soru 32: Peygamber Efendimiz (sav)’e göre hangi sureyi okumak Kur’an’ı Kerim’in üçte birini okumaya bedeldir?
Cevap : İhlas suresi
Soru 33: Kur’an’ı Kerim’de konuştuğundan bahsedilen böcek hangisidir?
Cevap : Karınca
Soru 34: Kur’an’ı Kerim’i usulüne göre okumayı belirleyen kuralların tümüne ne ad verilir?
Cevap : Tecvit
Soru 35: Sahabeler karşılaştıklarında ve ayrılacakları zaman birbirlerine devamlı olarak okudukları bir sure vardı
İmamı Şafi hazretleri “Kur’an’dan sadece bu sure nazil olsaydı, insanlara dünya ve ahiret mutluluğu için
yeterdi” Diyerek manasını ve önemini anlattığı bu surenin ismini ve manasını söyleyiniz
Cevap : Asr suresi Manası; “Asra yemin olsun ki, muhakkak insanlar hüsran içindedir (zarardadır)
Ancak iman edip salih amel işleyenler, birbirine hakkı ve sabrı tavsiye edenler bunların dışındadır”

Soru 36: Kur’an’ı Kerim Peygamber Efendimize nerede ve ne zaman nazil olmaya başlamıştır?
Cevap : Mekke yakınlarında Hira mağarasında, 610 yılı Ramazan ayında nazil olmaya başlamıştır
Soru 37: Ayet el Kürsi hangi surededir?
Cevap : Bakara suresinde
Soru 38: Allah’ü Teala kimin suçsuz olduğuna dair ayet indirmiştir?
Cevap : Hz Aişe (ranh)
Soru 39: Hüküm ayetleri Mekke’de mi yoksa Medine’de mi nazil olmuştur?
Cevap : Medine’de
Soru 40: Kur’an’ı Kerim'de kaç cüz vardır?
Cevap : 30 cüz
Soru 41: Kur’an’ı Kerim’deki en uzun ayet hangisidir?
Cevap : Bakara suresi 282 Ayetidir
Soru 42: Kur’an’ı Kerim’in ilk okunduğu mescit hangisidir?
Cevap : Medine’de “Beni Zerik” mescidi
Soru 43: Kur’an'ı Kerim’de “Cennet” kelimesi kaç defa zikredilmiştir?
Cevap : 66 defa
Soru 44: Kur’an’ı Kerim’de “cehennem” kelimesi kaç defa zikredilmiştir?
Cevap : 126 defa
Soru 45: Bakara suresinden sonra hangi sure gelir?
Cevap : Al-i İmran suresi
Soru 46: Mekke’de Kur’an’ı Kerim’i ilk kez açıktan okuyan kimdir?
Cevap : Abdullah bin Mesut (ra)
Soru 47: Kur’an’ı Kerim’e göre insanlar ve cinler niçin yaratıldı?
Cevap : Yalnız Allah’a kulluk etmeleri için
Soru 48: Kur’an’ı Kerim’de en yüce sure hangisidir?
Cevap : Fatiha suresi
Soru 49: Kur’an’ı Kerim hangi halife zamanında “Mushaf” halinde toplandı?
Cevap : Hz Ebu Bekir (ra)
Soru 50: Kur’an’ı Kerim hangi halife zamanında çoğaltılıp dağıtıldı?
Cevap : Hz Osman (ra)
Soru 51: Kitap, Furkan, Mushaf, Bürhan, Hablullah, Hablülmetin, Kelamullah, Zikr, Hüda, Nur,
Şifa hangi kutsal kitabın isimleridir?
Cevap : Kur’an’ı Kerim’in
Soru 52: “Hepiniz topyekün Allah’ın ipine sarılın, ayrı ayrı olmayın” Ayette geçen “Allah’ın ipi” tabirinden kastedilen nedir?
Cevap : Kur’an, Kur’an hükümleri, Mesajullah
Soru 53: Halife Hz Ebu Bekir’in emriyle kitap haline getirilen Kur’an’ı Kerim’i toplama komisyonunun başkanı olan
sahabe kimdir?
Cevap : Hz Zeyd bin Sabit
Soru 54: Kur’an’ı Kerim’de din kelimesi hangi manada kullanılmıştır?
Cevap : Ceza, mükafat, hüküm, hesap
Soru 55: Fatiha suresinde sapanlar olarak nitelendirilenler kimlerdir?
Cevap : Hıristiyanlar
Soru 56: Hz Ömer Rasülullah’ın arkasında namaz kılarken hangi ayet okunurken hiddete kapılarak yüksek sesle
“Ben orada olsaydım, mutlaka Firavunun boynunu vururdum” demiştir?
Cevap : Naziat suresi
Soru 57: Peygamber Efendimiz (sav) kendisine Fussulet suresini okurken sarılıp etkilenen ve İslam’ı kabul ederim
korkusuyla, eliyle Peygamber (sav)’in ağzını kapayarak; “Aramızdaki yakınlık adına rica ederim,
daha okuma” diyen kişi kimdir?
Cevap : Utbe b Rabia

Soru 58: Tebuk seferine katılmadığı için Peygamberimiz (sav) ve ashabın kendisiyle (hakkında ayet nazil oluncaya kadar)
50 gün konuşmadığı sahabe kimdir?
Cevap : Kab b Malik
Soru 59: İfk hadisesini açığa çıkaran ayet hangisidir?
Cevap : Nur suresi ayet 11 ve 12
Soru 60: Bildiğiniz gibi Kur’an’ı Kerim 30 cüzden müteşekkildir Her müslümanın yatarken okuması tavsiye edilen
“Muavizeteyn” surelerinin isimleri nelerdir?
Cevap : Felak ve Nas sureleri


Soru 61: Peygamberimiz (sav)’in genellikle yatsı namazında okuduğu sure hangisidir?
Cevap : Vettini suresi
Soru 62: Peygamberimiz (sav)’in sıkıntı anında okuduğu sure hangisidir?
Cevap : Elemneşrah suresi
Soru 63: Peygamberimiz (sav) kıyamet günü cennette bizzat okuyacağı sure hangisidir?
Cevap : Muhammed suresi
Soru 64: Kıyamet günü Allah (cc)’ın bizzat okuyacağı sure hangisidir?
Cevap : Rahman suresi
Soru 65: Ayeti kerimelerle iktidara yürüyüş ve gerçekleştirilmesi hangi surede ve kim örnek alınmıştır?
Cevap : Yusuf suresi ve Yusuf (as) örnek alınmıştır
Soru 66: Abdestin farz olduğunu belirten ayet hangisidir?
Cevap : Maide suresi 5 ve 6
Soru 67: Osmanlı Devletinin son dönemlerinde yetişmiş İslam bilginlerindendir Kadı yetiştiren Mektebi Nüvvab’ı bitirmiş,
Beyazıt medresesinde dersler vermiştir Meşihat Dairesi’ndeki görevinin yanında Mektebi Nüvvab,
Mektebi Mülkiye, Medrese tül Vaizin ve Medrese-i Süleymaniye’de dersler vermiştir
2 Meşrutiyetin ilanından sonra Antalya’dan mebus seçilmiş ve özellikle 2 Abdülhamid’in tahttan indirilmesiyle
ilgili hal fetvasının yazılmasında oynadığı rolle tanınmıştır İttihat ve Terakki cemiyetinin ilim şubesinde de görev
almıştır Cumhuriyetin ilanından sonra Ankara İstiklal Mahkemesinde de yargılanmış ve berat etmiştir
Diyanet İşleri Başkanlığının kendisinden istediği Kur’an tefsirini Hak Dini Kur’an Dili adıyla yazmıştır
Bu İslam alimi kimdir?
Cevap : Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır
Soru 68: Seyyit Kutub’un tefsirinin adını söyleyiniz
Cevap : Fizilali Kur’an
Soru 69: Muhammed Hamdi Yazır’ın tefsirinin adını söyleyiniz
Cevap : Hak Dini Kur’an Dili
Soru 70: Kur’an’ı Kerim’in bir çok adı vardır Furkan, Kitap, Zikir, Tenzil bunlar arasındadır Kur’an’ın birde sıfatları vardır
Bunlardan bazılarıda, Mübin, Kerim, Nur, Hüda, Rahmet, Şifa, Mev’ize, Büşra, Beşir, Nezir ve Aziz’dir
Bu isim ve sıfatlara göre Kur’an’ı Kerim’in dikkat çeken beş hususu vardır 1- Tedricen, ayet ayet, sure sure
inmiştir 2- Vahiy ile Cebrail vasıtasıyla getirilmiş olması 3- Hem lafzı hem de manasıyla mucize olması
4- Allah’ın kelamı olması, söylemediğimiz 5 Hususu da siz söyleyiniz
Cevap : Kendisi ile ibadet edilmesi
Soru 71: Allah’ü Teala her dönemde bir şeriat (bir kitap) indirmiştir Kur’an’ Kerim son peygamberin kitabıdır
Büyün insanların barış içersinde insanca yaşayacakları bir ortamı meydana getiren ve ahiret saadetinin teminatı
olan bu kitabın 114 suresi bulunmaktadır Okundukça ve yaşandıkça insanlığı yücelten ayetler Mekki ve
Medeni olarak ikiye ayrılır Bütün insanlığın uymakla mükellef olduğu Mekki ve Medeni ayetlerin konusu nedir?
Cevap : Mekki ayetlerin konusu “İtikat”, Medeni ayetlerin konusu ise “Hüküm”dür
Soru 72: Kur’an’ı Kerim’de “Zehraveyn”(iki çiçek manasına gelen) diye bilinen iki sure vardır Bu surelerin ikiside Medeni
surelerdir Konusu ise hüküm ayetleridir Bu iki surenin adını yazınız
Cevap : Bakara ve Al-i İmran sureleridir
Soru 73: Hanımı ve kendisi büyük İslam düşmanlarındandır Karı koca bu iki kişinin dünyada iken kazandıklarının
kendilerini kurtarmayacağını, cehennemde de kendilerinin elim bir ateşin vadedildiği ve adamın hanımının ise
cehennemde odun taşıyılıcığı yapacağını konu eden sure hangi suredir?
Cevap : Tebbet (veya Mesed veya Lehep) suresidir
Soru 74: Kur’an’ı Kerim Berat gecesi indirilmiştir Hadid suresi 23 Ayette de “Dünyada olacak her şey, dünya yaratılmadan
evvel, ezelde “oraya” yazılmış, takdir edilmiştir Bunu size bildiriyoruz ki, hayatta kaçırdığınız fırsatlar için
üzülmeyesiniz ve kavuştuğunuz kazançlardan, Allah’ın gönderdiği nimetlerden mağrur olmayasınız
” Denilmektedir İfadelerde geçen “oraya” kelimesi neresi anl----- gelmektedir?
Cevap : Levh-i Mahfuz
Soru 75: Sevapta ve günahta en küçük bir şeyin unutulmayacağı hangi ayetle anlatılır?
Cevap : Zilzal suresi 7 ve 8 ayetler
Soru 76: Mealini okuyacağımız ayet hangi surededir? Allah’ü Teala buyuruyor ki; “Ey insanlar! Zannın çoğundan sakınınız
Zira zannın çoğu günahtır Birbirinizin suçunu araştırmayınız Kimse kimseyi çekiştirmesin Hangi biriniz ölü
kardeşinin etini yemekten hoşlanır? Ondan tiksinirsiniz Allah’tan sakının Şüphesiz Allah tövbeleri daima kabul
edendir, acıyandır”
Cevap : Hucurat suresi
Soru 77: Kur’an’ı Kerim İslam dünyasında 7 kıraat üzere okunmaktadır Bizim şu anda elimizde bulunan ve
okuduğumuz Kur’an’ı Kerim hangi kıraat imamının rivayeti üzerine yazılmıştır?
Cevap : Kıraatı Asım
Soru 78: Namaz mü’mini kötülüklerden alıkoyar Kul Rabbine en yakın halini secdede yaşar Ve o kulun miracıdır
Kul namazı ile terbiye olur Kur’an’ı Kerim’de de Allah (c.c.), zekat, kurban ve benzeri ibadetleri namaz
ile birlikte zikretmiştir Çünkü kul namaz ile zekatını verir, kurbanını keser hale gelecektir Peygamberimiz (s.a.v.)’in
gözümün nuru dediği bu güzel ibadet Kur’an’ın hangi suresinde Kurban ile beraber zikredilmiştir?
Cevap : Kevser suresi
Soru 79: 1632 yılında “dünya dönüyor” dediği için idamla yargılanan Galile Galileu’dan 1000 yıl önce dünyanın
döndüğünü haber veren Kur’an ayeti hangisidir?
Cevap : Yasin 40
Soru 80: Aşağıda bazı özellikleri ile tanımaya çalışacağımız sure Kur’an’ı Kerim’de hangi suredir?
a-Bu sure Medenidir,
b-Ey iman edenler niçin yapmadığınızı söylersiniz,
c-Allah yolunda bir bütünlük içinde cihadı emreder,
d-İsa (a.s.) diliyle, Peygamberimizin Ahmet ismi ile müjdelenmesi,
e-Kafirler istemese de Allah (c.c.)’ın nurunu tamamlayacağı,
f-İman ve cihadın elim bir azaptan kurtaracak karlı bir ticaret yolu olduğu, bu surenin bazı özelliklerindendir
Cevap : Saf suresi
Soru 81: Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir yılda en büyük destekçileri olan hanımını ve amcası kaybetmişti
Peygamber efendimiz (s.a.v.) ve bütün müslümanlar üzülmüşlerdi Bu yıl siyer kitaplarında hüzün yılı olarak
zikredilmiştir Peygamberimizi ve müslümanları teselli etmek için Allah (c.c.) üç sure indirmiştir
Bu surelerin isimleri nelerdir?
Cevap : Yusuf, Hud ve Yunus sureleri
Soru 82: Kur’an’ı Kerim’de yer alan bazı surelerin iki veya daha fazla isimleri vardır
Bunlardan biri de Mü’min suresidir Mü’min suresinin diğer ismi nedir?
Cevap : Gafir suresi
Soru 83: Muavizeteyn surelerinin isimleri nedir?
Cevap : Felak ve Nas sureleri
Alıntıdır! => www.mumsema.com

Etiketler: , , , ,

Hakkimizda

Bismillahirrahmanirrahim diyip Allah'ın Adıyla başladık bu siteyi yapmaya sizlere en iyi ve en doğru bilgiyi sunmaya çalıştık.Kimi bilgiler bize ait olmasa da! Dinisayfa sizlere en iyi ve en doğru islam dinine yönelik bilgi vermeyi amaçlayan bir sitedir.Bizlerin ve sizlerin misyonu daima islamiyete yönelik yalanları engellemek onlara karşı çıkmak ve globalleşen dünya ile birlikte değişen müslümanlara dinlerini hatırlatmak ve onlara yol göstermek olmalıdır.
İslam dini kardeşlik dinidir.Hepimiz kardeşiz,klasik ama çok doğru bir söz.Bizler hepimiz kardeşiz.Ne olursa olsun biz müslümanları birbirine kimse düşüremez.Biz müslümanları kimse ayıramaz.Çünkü hepimiz için Allah bir,ve hepimizin son peygamberi Hz. Muhammed.Hepimiz Allah'a O'nun kitaplarına,meleklerine,peygamberlerine,kaza ve kadere,ahiret gününe inanıyoruz.
İslam dini dünyada bazı kesimler tarafından taşlanmak,yalanlanmak istense de O hiçbir zaman değiştirilemeyip müslümanların kalbindeki iman ateşi söndürülemeyecektir.İşte bu noktada bize düşen islamiyeti tanımayanlara bilip de yanlış bilenlere doğruyu anlatmak ve göstermektir.İşte biz de islamı anlatan islamla ilgili bilgiler veren bu siteyi bundan dolayı hazırladık.İslamiyeti tanıtmak,bilinmeyenleri öğretmek için.
Sitemizde yer alan bilgiler islamiyetin sadece özetlerinden ibarettir.İslam dini ancak yaşanılarak öğrenilir.Fakat buna rağmen sitemiz gelişecek ve değişecektir.Sizlere geniş bir islami bilgi sitesi oluşturmak için daima çalışacağız müslüman kardeşlerim....

DiniSayfa.blogspot.com Yönetimi

Etiketler: , , ,

Zekat Kimlere Verilir Kimlere Verilmez

Kimlere Zekat Verilir, Kimlere Verilmez ?

Bir kimse, kendi zekatını fakir bulunan zevcesine, usulüna (babasına, dedesine, anasına ninesine...) ve füruuna (çocuklarına, çocuklarının çocuklarına...) veremez. İddet beklemekte olan boşanmış zevcesine de veremez. Çünkü buna vereceği zekatın yararı kısmen de olsa kendisine ait bulunmuş olur. Oysa bu yarar, tamamen kendisinden kesilmiş bulunmalıdır.

İmamı Azam'a göre, bir kadın da zekatını, fakir bulunan kocasına veremez. Çünkü adete göre, aralarında bir menfaat ortaklığı vardır, iki İmama göre, kadın fakir olan kocasına zekatını verebilir.


Temel ihtiyaçlarından başka nisab mikdarı bir mala sahib olana da zekat verilemez; çünkü bu kimse zengin sayılır, ihtiyaçtan fazla olarak elde bulunan malın ticaret eşyası, nakid para gibi artan bir mal yahut ev ve ev eşyası gibi artmayan bir mal olması fark etmez.

Fakat zengin bir kimseye, nafile şeklinde olan bir sadakanın verilmesi caizdir. Bu yönü iledir ki, vakıfların sadaka kısmından sayılan gelirlerini vakfiye senedi gereğince, zengin kimselerin almaları da helal bulunmuştur. Bu bir bağış ve ikram yerindedir.


Kendisine zekat verilecek kimse, zekatı alma zamanında zekat almaya ehil bulunmalıdır. Bu ehliyetin sonradan kaybolması, peşin verilen zekatın sıhhatine engel olmaz.

Buna göre, bir malın zekatı daha sene dolmadan bir fakire verildikten sonra, sene henüz sona ermeden o fakir zengin olsa veya ölse, o malın zekatını yeniden vermek gerekmez ve böyle verilen zekat da geri alınamaz. Çünkü verilmesinden beklenen sevab kazanılmıştır.


Bir kimse zekatını, zengin bir erkeğin (buluğa ermemiş) küçük çocuğuna veremez. Çünkü bu çocuk, babasının malı ile zengin sayılır. Fakat zengin bir kadının fakir ve yetim olan ve babası müslüman olan çocuğuna zekat verilebilir. Çünkü bu çocuğun nesebi, baba tarafından sabittir; anasının serveti ile zengin sayılmaz.

Yine, bir kimse zekatını, zengin bir adamın fakir ve müslüman olan babasına veya zengin bir adamın fakir ve müslüman olan (buluğa ermiş) büyük çocuğuna veya o şahsın fakir ve müslüman bulunan zevcesine verebilir. Çünkü bunlar birer şahıs olarak tasarrufa ehildirler, birbirlerinin serveti ile zengin sayılmazlar.


Zekat, müslüman olmayanlara verilemez. Çünkü zekat müslim olan fakirlerin hakkıdır. Bir hadis-i şerifde: "Zekatı, müslümanların zenginlerinden alıp fakirlerine veriniz," buyurulmuştur. Bunun için müslüman olmayanlar zekat vermekle yükümlü değillerdir. Bu ibadet, müslümanlara ait dinî ve içtimaî (sosyal) bir görevdir. Bu göreve ortaklık etmeyenlerin bundan faydalanma hakları olamaz.

Yalnız İmam Züfer, zekatın zimmîlere (İslam idaresi altındaki gayri müslimlere) de verilmesini caiz görmüştür. Çünkü zekattan maksad, bir ibadet yolu ile muhtaç kimseleri ihtiyaçtan kurtarmaktır. Bu maksad da, fakir zimmîlere zekatı vermekle elde edilir. Bununla beraber nafile sayılan sadakaların zimmîlere verilebileceğinde ittifak vardır.


Zekatı akrabaya vermek daha faziletlidir. Şöyle ki: Önce muhtaç olan erkek veya kız kardeşlere, sonra bunların çocuklarına, sonra amcalara, halalara, sonra bunların çocuklarına; sonra dayılara, teyzelere ve bunların çocuklarına, daha sonra akraba sayılan diğer yakınlara vermek daha faziletlidir. Bunlardan sonra da fakir komşulara ve meslek arkadaşlarına vermekte fazilet vardır.


Zekatı, malın bulunduğu yerdeki fakirlere vermelidir. Yıl sonunda başka memleketlerdeki fakirlere gönderilmesi mekruhtur. Ancak kendilerine zekat gönderilecek kimseler, akraba iseler veya malın bulunduğu yerdeki fakirlerden daha muhtaç iseler, o zaman uzakta olan bu gibilere gönderilmesinde kerahet olmaz.

Bununla beraber zekatı, daha senesi dolmadan başka bir memlekete göndermekte bir sakınca yoktur.


Bayramlarda ve diğer günlerde muhtaç olan hizmetçilere veya çocuklara veya müjde getiren fakir kimselere verilecek bahşişlerin zekat niyeti ile verilmesi caizdir.


Verilen bir zekat, fakir tarafından veya fakir olan çocuğun ve mecnunun velisi veya vasisi tarafından alınmadıkça tamam olmaz.

Fakir olan bir bunağın veya buluğa yaklaşmışın veya paranın kıymetini bilip aldanmayacak bir yaşta bulunan çocuğun zekatı alması yeterlidir.


Bir kimse zekatını vermek için araştırma yapıp zekata ehil olduğunu anladığı bir adama zekatını verir de, gerçekten o adamın zekata ehil olduğu meydana çıkarsa, ittifakla bu zekat caiz olur. Aksine durumu anlaşılamaz veya zengin olduğu sonradan meydana çıkarsa, İmamı Azam ile İmam Muhammed'e göre, yine zekat geçerli olur.


Fakat araştırma yapmaksızın ve zekata ehil olup olmadığını hiç düşünmeden zekat verilecek olsa, geçerli olursa da, zekata ehil olmadığı sonradan meydana çıkarsa, yeniden zekatı vermek gerekir. Çünkü araştırma işinde noksanlık yapılmıştır.


Zekata ehil olup olmadığında şübhe edilen bir kimseye araştırma yapmaksızın verilen zekat, geçerli olmamak tehlikesindedir. Eğer sonradan o kimsenin fakir olduğu meydana çıkmış olursa, zekat yerini bulmuş olur, değilse olmaz.

Bekar kızın çeyizine zekat düşer mi?

Bekar kızın çeyizine zekat düşmez. Zira çeyiz adı verilen bu eşya ticaret için alınmamıştır.

Fakire zekat verirken zekat olduğunu söylemek şart mı?

Fakirin aldığı paranın zekat olduğunu mutlaka bildirmesi şart değildir. Hatta zengin zekat niyetiyle fakire para verirken bu sana hediyedir., hibedir, sana borcumdur dese de zekat sahih olur.

Dolayısıyla zekat verirken "bu zekattır" diyerek fakirin yüzünü kızartmak hiç doğru bir şey değildir.

Etiketler: , , , , ,

Zekatin Hikmetleri

Zekatın hikmetleri nelerdir?

Zekatın meşru olmasındaki hikmet pek önemlidir, herkese göre açık ve meydandadır da denilebilir. Bir hadis-i şerifde şöyle buyurulmuştur:

"Mallarınızı zekatla koruyunuz, hastalarınızı sadaka ile tedavi ediniz, bela dalgalarını da dua ve yalvarışla karşılayınız"

İşte zekat sayesinde mallar korunmuş oluyor. Sadakalar da, maddî ve manevî hastalıklar için birer ilaç yerine geçiyor.

Doğrusu zekat ve sadaka verenlerin mallarında ve canlarında bir feyiz ve bereket, bir sağlık ve afiyet yüz gösterir. Bunun çok üstünde olarak da, kendileri Yüce Allah'ın rızasını kazanıp nice manevî mükafatlara kavuşurlar, nice manevî tehlikelerden kurtulurlar.

Bilindiği gibi, kalblerde pek ziyade yer tutan mal ve mülk sevgisi, insanı yüksek duygulardan yoksun bırakır, insanı bazan fena işlere sürükler. Zekat sayesinde ise kalbin bu zararlı duygusuna ve meyline direnilmiş olur, nefis'de cimrilikten kurtulmuş olur. Mal, başkasının hakkından arındırılarak insanda şefkat ve hayırseverlik duyguları gelişir. Başkalarını gözetme ve koruma gibi yüksek duygular meydana gelir.

Zekat, sosyal hayatın huzur ve mutluluğuna, beraberliğine ve refahına sebebdir. Yoksulları ve acizleri, kendi varlığından faydalandıran bir zengin, cemiyetin en değerli ve sevimli organ sayılır. Fakirlerin ve muhtaçların acılarını azalttığından, onların övgülerini, sevgi ve dualarını kazanır. Mal varlığı da hain ve hırslı gözlerin saldırısından güven içinde bulunur.

Zekat vermek, güzel bir inancın eseridir. Böyle bir inanca sahib olan kimse, bağlı bulunduğu cemiyet için zararlı olmaktan uzak, çok yararlı bir insan olur. Çünkü kendi malından bir kısmını sadece Allah rızası için ayırıp fakir din kardeşlerine veren ve bundan dolayı onlardan hiç bir karşılık gözetmeyen bir insan, artık çevresine yararlı olmaz mı?

Zekat Allah'ın nimetlerine karşı bir şükran görevidir. Zekat veren müslüman şöyle düşünür. Elde ettiğim bu varlık, bana Yüce Allah'ın ihsanıdır. Nice insanlar vardır ki, daha güçlü ve daha bilgili oldukları halde bu mal varlığından yoksun bulunuyorlar. Bunun için ikram ve ihsanı sonsuz olan Yüce Allah'ın nimetlerine karşı şükretmek gerekir, işte bu şükür, farz olan zekatın ödenmesiyle yerine getirilmiş olur.


Kaynaklar


1) Büyük İslam İlmihali, Ömer Nasuhi Bilmen
2) İlmihal I, İman ve İbadetler, Türkiye Diyanet Vakfı
3) Büyük Kadın İlmihali, Rauf PEHLİVAN

Etiketler: ,

Zekati Verilen Mallar

1- Senenin ekseri zamanında, çayırda parasız otlayan dört ayaklı hayvanlar: Yılın yarıdan fazlasında parasız çayırda otlayan hayvanlar, üretmek için, sütü için olursa, bunlara «Saime» hayvan denir. Saime hayvan sayısı, nisap miktarı olduktan bir yıl sonra, zekâtı verilir. Yün için, yük taşımak için binmek için olursa, saime denilmez ve zekât lâzım olmaz. Deve, sığır gibi başka cinsten saime hayvanlar, birbirlerine ve diğer ticaret eşyasına eklenmezler.

Hayvanların Zekât Nisabı: Koyun ve keçi 40 adet olunca, bir tanesi zekât olarak verilir. Sığırın nisabı 30 dur. Manda da sığır gibidir. Devenin nisabı beştir. Beş devesi olan, bir koyun verir. Atın nisabı yoktur. Binmek ve yük için olmayan her at için, bir miskal (4,8 gram) altın verilir.

2-Altın, gümüş ve kâğıt paralar: Altın ile gümüşün oniki ayardan ziyadesi, para olarak kullanılsın, kadınların süsü gibi, halal olarak kullanılsın, erkeklerin altın yüzük takması gibi, haram olarak kullanılsın, ev, yiyecek, kefen satın almak için saklanılsın, kılıç ve altın diş gibi ihtiyaç eşyası olsalar bile, nisaba katılıp zekâtı verilecektir. Hac, adak ve keffaret için saklanan paraların zekâtı verilir. Çünkü kul borcu değildirler.

Senetli veya iki şahitli olan yahut itiraf olunan alacak, iflas edende ve fakirlerde de olsa nisaba katılır. Ele geçince, geçmiş yılların zekâtı da verilir.

Altın ile gümüşün ağırlığı ve ticaret eşyasının mal oluş kıymeti nisap miktarı olduktan itibaren bir hicri sene (354 gün) elde kalırsa yıl sonunda elde bulunanın, kırkta birini ayırıp müslüman fakirlere vermek farzdır. Altının nisabı 20 miskal, yani 96 gramdır. Gümüşün nisabı da 672 gramdır.

Kâğıt paraların; bakır ve her türlü madeni paraların kıymeti 200 dirhem (672 gr.) gümüş veya 20 miskal (96 gr.) altın olduğu zaman bu paranın zekatını vermek lâzımdır. Ticaret niyeti ile kullanması şart değildir ve değeri kadar altın verilir. Kâğıt paraların nisapları, çarşıda bulunan en ucuz altın para ile hesap edilir. Çünkü bunlar, şimdi altın karşılığı senetlerdir ve kâğıt parçaları olup, kendi kıymetleri azdır. Nisap miktarı olamaz. Altın karşılığı olan itibari kıymetleri, hükümetler tarafından konmuştur. Her zaman değişmektedir.

3- Ticaret için alınıp, ticaret için saklanılan (Ticaret eşyası): Eşyanın ticaret niyeti ile satın alınması lâzımdır. Öşür vermesi lâzım gelen topraklardan hasıl olan ve miras olarak ele geçen veya hediye, vasiyet gibi kabul edince mülk olan şeylerde, ticarete niyet edilse de bunlar ticaret malı olmaz. Çünkü ticaret niyeti, alış verişte olur.

Canlı cansız her mal, meselâ yerden, denizden çıkarılmış tuzlar, oksitler, petrol ve benzerleri, ticaret eşyası olurlar. Alan ile gümüş her ne niyetle olursa olsun hep ticaret eşyasıdır.

Ticaret eşyasının zekâtı, altın nisâbına göre verilir. İhtiyaç eşyasından ve kul borçları çıkarıldıktan sonra kalanın kırkta biri (yüzde ikibuçuk) zekât olarak verilir.

4- Yağmur suyu veya nehir suyu ile sulanan, haraçlı olmayan bütün topraklardan (Öşürlü toprak olmasa bile) ve vakıf topraktan çıkan şeyler:
Bunların zekâtına «Öşür» denir. Öşür vermek, Kur'ân-ı kerimde, En'âm sûresinin yüzkırkbirinci âyetinde emir edilmiş, onda birinin verilmesi de Peygamber Efendimiz tarafından bildirilmiştir. Öşür, mahsûlün onda biridir. Haraç ise, beşte bir, dörtte bir, üçte bir, yarıya kadar olabilir. Bir topraktan, ya öşür veya haraç vermek lâzımdır. Kul borcu olan, borcunu düşmez. Öşrünü tam verir.

Her sebze ve meyve, az olsun, çok olsun, mahsul topraktan alındığı zaman, onda birini veya kıymeti kadar altını veya gümüşü, müslüman fakirlere vermek farzdır. Hayvan gücü ile veya dolap, motor ile sulanan yerdeki mahsul elde edilince, yirmide biri verilir. İster onda biri, ister yirmide biri olsun, hayvan, tohum, alet, gübre, ilaç ve işçi masraflarını düşmeden evvel, vermek lâzımdır. Bir sa'dan (1 sâ=3,5 kg) fazla mahsulün, toprağın sahibi çocuk, deli, köle olsa da, öşrü verilir. Öşrü vermiyenden hükümet zorla alır. Ne kadar olursa olsun, ev bahçesindeki meyve ve sebzeler için ve odun, ot ve saman için öşür verilmez. Balın (fenni tesisat yapılsa dahi), pamuğun, çayın, tütünün, dağdaki ağaç meyvelerinin, meselâ zeytinlerin, üzümlerin onda biri, öşür verilir. Zift, petrol ve tuz için öşür yoktur. Öşrü verilmeyen mahsulü yemek haramdır. Yedikten sonra da öşrünü vermek lâzımdır.

Kaynak: www.cocukpinari.com

Zekat Vermek

Zekat nedir?

Bir malın belli bir mikdarını, belli bir zaman sonra hak sahibi olan bir kısım müslümanlara Yüce Allah'ın rızası için tamamen mülkiyetine geçirmektir. Zekat, kulların kulluk görevindeki sadakatlerine delalet eder.

Zekat vermek nedir?

Zekat vermek farzdır. Peygamberimizin hicretlerinin ikinci yılında, oruçtan önce farz kılınmıştır. İslâmın şartlarından birini teşkil etmektedir.

Zekat geciktirilebilinir mi?

Belli miktarda bulunan nakid paraların ve ticaret mallarının üzerinden bir yıl geçince, zekatlarını geciktirmeden hemen vermek gerekir. Çünkü bu zekat mallarına yoksulların hakkı geçmiş oluyor. Artık bu hakkı özürsüz olarak geciktirmek caiz olmaz.

Diğer bir görüşe göre, zekatın verilmesi geciktirmeli olarak farzdır. Sene sonunda hemen verilmesi gerekmez. Zekat borcu olan kimse, bunu hayatta bulunduğu sürece ödeyebilir. Ödeyemeden ölürse, o zaman günahkar olur. Fakat doğru olan birinci görüştür.

Zekat gizlimi verilmeli?

Zekatın aşikare verilmesi daha faziletlidir. Çünkü bu şekilde verilmesi, başkalarına bir örnek olur ve teşvik yerine geçer. Kendisi hakkında, zekat vermiyor diye, kötü bir zannı da kaldırmış olur. Zekat bir farz olduğu için, bunun yerine getirilmesinde gösteriş olmaz. Nafile olarak verilen sadakalarda ise, durum böyle değildir. Bunların gizli verilmesi ve gösteriş yapılmasına engel olunması daha faziletlidir.

Çocuklar zekat vermekle yükümlümüdür?

Çocuklar akılları başlarında olarak buluğa ermedikçe, zekat vermekle yükümlü olmazlar. Onun için bunların mallarından velileri zekat veremez. Bunların zekat vermeleri buluğ çağına ermekle başlar. Bir sene sonunda yerine getirilmesi gerekir.

(İmam Şafiî'ye göre çocukların mallarından zekat verilmesi gerekir. Bunu velileri mallarından öderler. Çünkü zekat mala gereken bir haktır. Küçüklük bu hakkın varlığını gideremez.) Bize göre zekat malî bir ibadettir. Çocuklar ise ibadetle mükellef değillerdir.

Dinden ayrılıp dönenin zekat borcu ne olacak?

Bir müslüman bir müddet hak dinden çıkıp ondan sonra tevbe ederek Allah'dan mağfiret dilese, dinden çıkış zamanında zekat vermek ona farz olmayacağı gibi, dinden çıkmadan daha önceki zamana ait zekat borçları da düşmüş olur. Çünkü zekatın farzıyetinde İslam şart olduğu gibi, bekasında da şarttır.

Deliler zekat vermekle yükümlümüdür?

Delilerde iki durum düşünülebilir. Birincisi, doğuştan beri deli bulunmaktır. Bunların bu durumu devam ettikçe, onlar zekatla yükümlü olmazlar. Fakat bunlar buluğ çağına erdikten sonra iyileşip düzelseler, sağlığa kavuşmalarından itibaren zekat vermekle mükellef olurlar. İkincisi, buluğa erdikten sonra bir müddet deli olmaktır. Bu durumda bunların delilikleri bütün bir yıl devam ederse, bu yıl için zekat vermeleri onlara farz olmaz. Çünkü bu durumda onlardan yükümlülük düşmüş olur. Fakat bu yıl içinde bir iki gün gibi kısa bir zaman iyileşecek olsalar, zekat vermeleri onlara farz olur.

Bu mesele İmam Muhammed'e göredir, İmam Ebû Yusuf' a göre, yılın çoğunda sağlık üzere bulunmadıkça, o yılın zekatı gerekmez.


(İmam Şafiî'ye göre delilerin mallarından zekat verilmesi gerekir. Bunu velileri mallarından öderler. Çünkü zekat mala gereken bir haktır. Noksanlık bu hakkın varlığını gideremez.) Bize göre zekat malî bir ibadettir. Bunlar ise ibadetle mükellef değillerdir.

Zekat vermek için ne kadar malı olmalıdır?

Zekat verecek kimse, temel ihtiyaçlarından ve borçlarından başka nisab mikdarı veya daha fazla bir mala sahib bulunmalıdır. Bu miktar malı bulunmayana zekat farz olmaz.

"Nisab", şeriatın bir şey için koymuş olduğu belli bir ölçü ve mikdar demektir.

Zekat vermek için altının nisabı yirmi miskaldır. Gümüşün nisabı iki yüz dirhemdir. Koyun ile keçinin nisabı kırk koyun veya keçidir. Sığır ile mandanın nisabı otuz ve deveninki de otuz beşdir.

Malın çokluğu zekat vermek için yeterli mi?

Zekatı verilmesi gereken mal, gerçekten veya hüküm bakımından artıcı bulunmalıdır. Böyle olmayan mallardan zekat gerekmez. Nisab mikdarından fazla olması hükmü değiştirmez.
Gerçekten artıcılık, ticaret veya doğurma ve üreme yolu ile olur. Ticaret için kullanılan herhangi bir eşya ve hayvan zekata bağlı olduğu gibi, dölünü veya sütünü almak için, yılın çoğunu kırlarda otlayarak idare eden ve "Saime" adını alan hayvanlar da zekata bağlıdır.

Malik olunmayan malın zekatı olur mu?

Zekatın gereği için, tam bir mülkiyet bulunmalıdır. Bir malın mülkiyetiyle beraber onun elde de bulunması gerekir. Onun için bir kadın mehrini eline geçirmedikçe, onun zekatı ile yükümlü olmaz. Çünkü o mehre (nikah bedeline) malik ise de, onu eline geçirmiş değildir. Yine, elinde rehin mal bulunan bir kimseye, rehinden dolayı zekat gerekmez. Çünkü rehin, bir borç karşılığıdır. Bunda malikinin ele geçirip sahib olma hakkı yoktur.

Satın alınıp da henüz de geçirilmemiş bulunan bir mal, ele geçmiş hükmünde olarak zekata bağlıdır. Bu nisaba girer, ondan zekat vermek gerekir.

Mal miktarı değişirse zekat miktarı ne olur?

En az nisab mikdarında olmak şartı ile artmaya elverişli bir mal üzerinden tam bir kamerî yıl geçip son bulmadıkça ona zekat gerekmez. Nisab mikdarı hem senenin başında, hem de sonunda bulunmalıdır. Bu mikdarın sene ortasında azalması, zekatın verilmesine engel olmaz. Aksine olarak sene içinde artan mal da, sene sonunda diğer mal ile beraber zekata tabi olur.

Örnek: Bir kimsenin (1364) senesi başında temel ihtiyaçlarından fazla iki yüz dirhem gümüş mikdarı artıcı bir malı olup mal, sene sonuna kadar devam etse, bundan beş dirhem zekat vermek gerekir. Bu mal, sene ortasında yüz dirheme indiği halde, sene sonunda yine iki yüz dirhem mikdarına çıkmış bulunsa, yine beş dirhem zekat gerekir.


Sene başında en az iki yüz dirhem mikdarı iken, sene içinde ticaret, bağış ve miras gibi sebeblerle dört yüz dirhem mikdarına çıkıp sene sonuna kadar devam etse, on dirhem mikdarı zekat gerekir. Fakat böyle bir mal, sene başında yüz doksan dirhem mikdarı iken sene sonunda iki yüz veya üç yüz dirhem mikdarına çıkmış bulunsa yahut sene başında iki-üç yüz dirhem mikdarı iken, sene sonunda yüz doksan dokuz dirhem mikdarına düşse, zekat gerekmez. Ancak iki yüz dirhem olduğu günden itibaren devam edecek olan bir yıl sonunda yine aynı miktara veya daha fazlasına erişecek olursa zekat gerekir.


İmam Züfer'e göre, nisab miktarı, senenin başından sonuna kadar bulunmalıdır.
(İmam Şafiî'ye göre, saime denilen hayvanlarda da hüküm böyledir. Fakat ticaret mallarında nisabın yalnız ticaret mallarında sene sonunda tam bulunması lazımdır. Sene başında ve ortasında nisabın noksan olması, zekatın verilmesine engel olmaz.)


Zekata bağlı bir mal üzerinden bir yıl geçtikten sonra bu mal artacak olsa, ana paraya bağlı olarak yıl sonunda zekata girer.

Zekat verirken niyet gerekir mi?

Verilen bir zekatın sahih olabilmesi için, zekatı verirken veya onu ayırırken niyetin bulunması şarttır.

Zekatı fakire verirken veya zekat için bir mal ayırırken bunun zekat olduğunu kalb ile niyet etmek gerekir. Dil ile söylenmesi gerekmez. Öyle ki, bir malı fakire zekat niyeti ile verirken bunun bir bağış veya bir borç olarak verildiğini dil ile söylemek zekata engel değildir.

Bir mal fakire niyetsiz olarak verilince bakılır: Eğer mal henüz fakirin elinde bulunuyorsa, zekata niyet edilmesi yeterlidir. Fakat elinden çıkmış ise, niyet edilmesi yeterli değildir.

Yine, bir kimse, bir adamın malından onun adına zekatını verdiği zaman, o kimse buna rıza gösterirse bakılır: Eğer o mal fakirin yanında mevcut bulunuyorsa, bu zekat sahih olur; değilse olmaz.

Zekatta vekilin niyeti yeterli mi?

Zekat vermede vekilin niyeti değil, müvekkilin niyeti geçerlidir. Onun için bir kimse, zekatını vermek için bir adamı vekil tayin etse, zekat olarak vereceği malı teslim etliği zaman veya o malı vekil fakire vereceği zaman zekata niyet etmesi gerekir. Vekilin niyeti yeterli olmaz. Bu vekil, müslüman olabileceği gibi, bir gayri müslim (Zimmî) de olabilir.

Fakire verilen ne zaman zekat sayılır?

Zekat vermek niyetinde olan bir kimse, bunun için bir mal ayırmaksızın zaman zaman fakirlere bir şeyler verdiği halde, zekata niyet etmek hatırına gelmese, bu verdikleri zekata sayılmaz. Fakat fakire böyle bir mal verirken: "Bunu niçin veriyorsun?" diye sorulacak soruya, düşünmeksizin hemen "zekat olarak veriyorum" diyebilecek bir durumda ise, bu niyet yerine geçer.

Bir kimse fakirlere bir gün sadaka verdikten sonra: "Şu süre içinde verdiğim sadakaların zekatımdan olmasına niyet ettim." demesi yeterli olmaz.

Bir zengin, bir fakirde olan yüz bin lira alacağını o fakire bağışlasa, yalnız bir yüz bin liranın zekatını vermiş olur. Burada zekata niyet edip etmemek eşittir. Bu yüz bin lirayı diğer mallarının zekatına sayamaz. Yine, fakir olmayan bir borçluya bir mal bağışlansa, bununla ne o malın ve ne de başka mallarının zekatı verilmiş olmaz. Sahih olan görüşe göre, bu bağışlanan mala düşen zekatın da ayrıca verilmesi gerekir.

Bir kimse elinde bulunan bir malı zekata niyet etmeksizin tamamen sadaka olarak verse, bunun zekatı kendisinden düşmüş olur. İster nafile sadakaya niyet etmiş olsun, ister olmasın, hüküm aynıdır. Fakat verilen bu mal ile bir nezre veya başka bir vacibe niyet etmiş olursa, bu mal o niyete göre verilmiş olur. Verilen bu mala düşecek zekatı ayrıca ödemek gerekir.

Etiketler: , , , ,

Orucu Bozan Davranislar

Oruçlu oldugunu bildigi halde kasten:
1) Yemek, içmek, (ister gida maddesi, isterse ilaç olsun)
2) Cinsi iliskide bulunmak.
3) Sigara içmek
Orucu bozar, kaza ve keffareti gerektirir.
Bozulan orucun yerine gününe gün oruç tutmaktir.
Bozulan bir gün orucun yerine iki ay veya altmis gün pespese oruç tutmaktir

Bunlar Orucu bozan davranışlardır.....

Etiketler: , , , , ,

Oruc Hakkinda Bilgi

Oruç Hakkında

Burada asil amacimiz orucun iç anlami, derunî tarafi üzerinde durmaktir. Ama önce sekil yönüyle ilgili bir kaç nokta üzerinde duralim. Oruç sebebiyle tabiî bir ihtiyaç olan yeme içmeye gündüzleri ara vermenin ne mantigi olabilir? Bu mevsimde soguk olan kuzey yari küre insanlarinin yeterli kalori ve besin almalarina engel olan oruç ibadetinin sagliga zarari olmaz mi?

Yemeyi içmeyi birakarak islâmî anlamda oruç tutmanin soguk iklimlerde insan sagligina zararli oldugu dogru degildir. Biyolojik gözlemler gösteriyor ki, kar yagdigi zaman vahsi hayvanlar yiyecek bir sey bulamazlar. O vakit kis uykusuna yatarlar veya zamanlarini “oruç” tutmakla geçirirler. Bu durum onlari ilkbaharin yaklasmasiyla gençlesmis bir sekilde harekete sevkeder.

Agaçlar için de ayni durum söz konusudur. Agaçlar kisin yapraklarini kaybeder ve uyurlar; hattâ su bile almazlar. Bir kaç aylik “oruç”tan sonra, ilkbaharla birlikte gençlesir ve eskisinden daha zinde hale gelirler, yeni yapraklar ve çiçeklerle donanirlar.

Madenlerin bile bu “oruç”a ihtiyaci vardir. Motorlar ve makineler, onlarin hareketli parçalari belli araliklarla dinlendirilirler, bu onlara yeni bir güç verir.1

Bütün organlar gibi sindirim sisteminin de dinlenmeye ihtiyaci vardir. Oruç bu ihtiyaca cevap verir. Ama orucun asil gayesi bu tür tibbî faydalar degildir.

Insan Allah’in en hârika eseridir. Onda zitlar birlesmistir. Bedenle ruh, madde ile mânâ iç içedir. Insanin mutlulugu bu iki farkli unsurun dengede tutulmasina baglidir. Maddi yönümüz daha somut oldugu için, rûhi güçlerimizi gölgelemek ve ona baskin çikmak egilimindedir. Bu egilim sürekli ve etkili olursa insanin ruhunun olgunlasmasi engellenmis olur. O bakimdan bedenin ruha boyun egmesi için, bedenin gücünü sinirli tutmak ruhunkini artirmak gerekir.

Bu gayeye ulasmada açlik, susuzluk, cinsel arzulari sinirlama; dilin, kalbin, zihnin ve öteki organlarin denetim altina alinmasi en etkili yoldur. Bu durum tecrübe ile sabittir.

Kisinin olgunlugunun belirtilerinden biri, hayvanî tabiatini aklina ve ruhuna boyun egdirmesidir. Insan tabiati serkestir, bazen asirilik bazen yumasaklik gösterir. Onun asiriliklarini bastirmak için oruç gibi sert uygulamalara ihtiyaç vardir. Günah islerse tövbe etmesi ve oruçla telâfi yolunu seçmesi, onun iradesini güçlendirdigi gibi ruhunu arindirir ve teselli verir.

Yememe ve içmeme bir melek özelligidir. Insan böyle bir rejimi benimsemekle, meleklere benzemeye çalismis olur. Asil önemlisi, bunu sirf Allah’in buyrugunu yerine getirmek için yaptigindan, O’na daha fazla yakinlasmis olur. Böylece inanmis insanin en son gayesi olan Allah’in hosnutlugunu elde eder.

Oruçtan beklenen bu amacin gerçeklesmesi için dikkat edilmesi gereken seyler vardir. Oruç bir imsak ameliyesi, yani orucu bozacak davranislardan uzak bulunma isidir. Kâmil anlamda oruç bütün organlar istirakiyle gerçeklesir. Söyle ki:

Mide yemek içmekten korundugu gibi; dili de yalandan, kötü sözden, bos laftan uzak tutmalidir. Göz harama, yanlis yerlere bakmamali, kusur aramamalidir. Kulak giybet, dedikodu ve abes seyler dinlememelidir. En önemlisi de gönül ve zihin güzel seyler düsünmelidir. Gönül ehli kisiler yalan söylemenin ve baskasini çekistirmenin orucu bozacagini belirtirler.2 Gerçekten organlarinin tamamini oruca istirak ettirmeyi basaramayan kimse, seklen oruç tutmussa da, orucun özünü yakalayamamis demektir. Hz. Peygamber’in “Nice oruç tutanlar vardir ki, oruçtan onlara kalan sadece açlik ve susuzluktur.” sözü de bu gerçegi vurgular.3

Bütün organlariyla oruç tutan kimse daha dikkatli ve daha ahlâkli olacaktir. Hattâ kendisine satasanlara bile “Ben oruçluyum” diyerek uymayacaktir. Böyle davranis Peygamber efendimizin tavsiyesidir.4 ramazan aylarinda âsayis probleminin azalmasinda bu inanisin rolü vardir. Istanbul emniyetinin verdigi bilgiye göre, 1998 senesi yilbasinin Ramazana rastlamasi sebebiyle, o geceki trafik kazalari ve âsayis olaylari geçmis yillara kiyasla fevkalâde az sayida olmustur.

Ibadetlere deger katan en önemli özellik “ihlâs”tir. Ihlâs bir isi sâdece Allah için yapmak demektir. Oruç bu özelligi çok iyi yansitir. Çünkü bir kimsenin oruçlu olup olmadigini bilemeyiz. Bunu ancak Allah’la kendisi bilir. Yani böyle olmalidir.

Yüce Allah bir kudsî hadiste “Oruç dogrudan dogruya benim içindir, onun karsilgini ben verecegim. “ buyurur.5 O bakimdan oruçlu kisi, ihlâsi zedeleyecek tavirlardan uzak durmalidir. Allah için olmasi gereken orucunu çevresine sikinti vererek yahut da kayirma veya ilgi bekleyerek mânevî deger kaybina ugratmamalidir.

Gönül ehli kisilerin ahlâkî kurallara uymamayi oruçla bagdastirmadiklarini söylemistik. Onlarin seçkinleri daha da ileri giderler ve “zikr-i dâim”den gaflet etmenin oruca zarar verecegini belirtirler. Yine onlara göre kudsî hadiste geçen “Oruç benim içindir...” sözünün anlami “Samediyyet bana aittir” demektir. Allah Teâlâ sanki: “Kim benim ahlâkimla ahlâklanirsa, ben onu hiçbir beserin hayal edemeyecegi biçimde ödüllendiririm...” demek ister.

Bu kudsî hadîsin bir izahi da söyle yapilir: Orucun hiçbir sekilde zahirle alâkasi olmayan gizli bir ibadet olusu ve baskalarinin onda hiçbir payi bulunmamasi dolayisiyle böyle varid olmus, Yüce Allah devaminda: “Onun karsiligini ben verecegim...” buyurmustur.6

Üç nevi oruç vardir. Ruhun orucu, asiri ihtiraslardan uzak bulunmak ve kanaat sahibi olmaktir. Aklin orucu, heva ve heveslere aykiri hareket etmektir. Nefsin orucu yeme içme ve harama karsi perhizkâr olmaktir.7

“Oruç kalkandir”8 hadisi oruç, insanla mâsivâ yani, insanla Allah’tan gayri seyler arasinda perde olmalidir seklinde yorumlanmistir.9

Hz. Mevlânâ söyle düsünür: Oruç, agzi baglanmaya karsi gönül gözünün açilmasina yarar. Can gözünün açilmasi, bedenî güçleri etkisiz hale getirmekle mümkün olur. Gönül gözü kör olanlari hiçbir ibadet aydinlatamaz.

“Hz. Mevlânâ’ya göre oruç ibadetlerin en büyügüdür, insanlari mîraca götüren buraktir, Kur’an’in sirridir. Insanlarin arzulari ve nefisleriyle yaptiklari savastir; onlara taze can bagislar, insanlarin insanligini olgunlastirir. Varlikta yokluga ulastirir.”10

Söylenenleri kisaca özetlersek, orucun üç derecesi oldugu görülür: Avâmin (halkin) orucu sabahtan aksama kadar yemekten, içmekten ve cinsel hazlardan uzak kalmakla olur. Havâssin (seçkinlerin) orucu, bunlara ek olarak öteki bütün organlari denetim altinda bulundurmaktir. En seçkinlerin orucu ise gönlünü Allah’tan baskasinin ilgisinden uzak tutmaktir. Halk, oruç sirasinda besinleri mideye sokmaz. Seçkinler, günah ve kötü olan seyleri organlarina yaklastirmaz; en seçkinler yani ârifler, âsiklar ve kâmiller, mâsivayi (Allah’tan gayri seyleri) kalplerine sokmazlar. Oruçtan asil beklenen bu son noktayi yakalamaya çalismaktir.



Dipnotlar:
1. M.Hamîdullah, Islâma Giris, 93.
2. Sühreverdi, Avarif terc s. 419.
3. Ibn Mâce, siyam, 21.
4. Buhari, savm, 2; Müslim, siyam, 163.
5. Buhari, tevhid, 35; Müslim, siyam, 64/65
6. Bk. Serrac, Luma terc 168.
7. Kuseyri, Risale terc. 127.
8. Bk. 4 numarali dipnot.
9. Bk. Kelâbâzî, et-Taarruf, çev. Süleyman Uludag (Dogus Devrinde tasavvuf), 204, Dergâh yayinlari, Istanbul 1979.
10. Müjgan Cumbur, “Mevlânâya Göre Oruç Ayi”, 1. Milletlerarasi mevlânha Kongresi tebligleri içinde, Konya 1988.

Kaynak: Altinoluk dergisi

Etiketler: , , , ,

Kunut Dualari

Kunut Duaları 1
Allahümme innâ nesteînüke ve nestagfirüke ve nestehdîke ve nü’minü bike ve netûbü ileyk. Ve netevekkelü aleyke ve nüsnî aleykel-hayra küllehü neşkürukeve lâ nekfüruke ve nahleu ve netrukü men yefcüruk.

Kunut Dualarının Anlamı
Allahım! Senden yardım isteriz, günahlarımızı bağışlamanı isteriz, razı olduğun şeylere hidayet etmeni isteriz. Sana inanırız, sana tevbe ederiz. Sana güveniriz. Bize verdiğin bütün nimetleri bilerek seni hayır ile öğeriz. Sana şükrederiz. Hiçbir nimetini inkâr etmez ve onları başkasından bilmeyiz. Nimetlerini inkâr eden ve sana karşı geleni bırakırız

Kunut Dualarının Okunduğu Yerler
Vitir namazının üçüncü rek'atinde Fatiha ve sure okunduktan sonra eller yukarıya kaldırılıp tekbir alınır ve eller tekrar bağlanınca okunur.

Kunut Duaları 2
Allahümme iyyâke na’büdü ve leke nüsallî ve nescüdü ve ileyke nes’â ve nahfidü nercû rahmeteke ve nahşâ azâbeke inne azâbeke bilküffâri mülhık.

Kunut Dualarının Anlamı
Allahım! Biz yalnız sana kulluk ederiz. Namazı yalnız senin için kılarız, ancak sana secde ederiz. Yalnız sana koşar ve sana yaklaştıracak şeyleri kazanmaya çalışırız. İbadetlerini sevinçle yaparız. Rahmetinin devamını ve çoğalmasını dileriz. Azabından korkarız, şüphesiz senin azabın kâfirlere ve inançsızlara ulaşır.

Kunut Dualarının Okunduğu Yerler
Vitir namazının üçüncü rek'atinde Fatiha ve sure okunduktan sonra eller yukarıya kaldırılıp tekbir alınır ve eller tekrar bağlanınca okunur.

KUNUT DUALARI 1 VE 2 AYRI DUALAR DEĞİLLERDİR! KUNUT DUALARI 2 AYRI BÖLÜMDEN OLUŞURLAR!

Etiketler: , , , ,

Rabbenaağfirlii Duası

Rabbenağfirlii Duası
Rabbenağfirlii ve livâa lideyye ve lil mü'miniyne yevme yekuumül hisâab
.

Rabbenağfirlii Duasının Anlamı
Ey Rabbimiz, hesab günü geldiği zaman bizi mağfiret et. Anne ve babamı ve müninleri de mağfiret et.

Rabbenağfirlii Duasının Okunduğu Yerler
Namazlardaki oturuşlarda Allahümme salli ve Allahümme Bârik'ten sonra okunur.

Etiketler: , , ,

Resimli Namaz Nasil Kilinir?

RESİMLİ NAMAZ ANLATIMI

!!
RESİMLERİ TAM BOYUTTA GÖRMEK İÇİN ÜZERİNE TIKLAYINIZ!

SABAH NAMAZI KILIMI
ÖĞLE NAMAZI NASIL KILINIR?İKİNDİ NAMAZININ KILIMIYATSI NAMAZI VE VİTİR NAMAZI KILIMI
=>NAMAZDA OKUNAN DUALARA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ!<=

Etiketler: , , , , , , , ,

Kerbela Olayi

Kerbela günümüzde Irak sinirlari içinde yer alan* cografi bir terimdir. Kerbela’yi önemli kilan Hz. Muhammed’in torunu, Hz. Ali’nin oglu üçüncü Imam Hüseyin’in 680’de Emevi halifesi Muaviye oglu Yezid’in askerleri tarafindan Kerbela’da sehit edilmesidir. Bu insanlik disi katliam tarihe "Kerbela Olayi" olarak geçmistir.Kerbela olayi aradan asirlar da geçse unutulmayacak kadar derin, anlamli, ögreticidir.rnKerbela, iyi ile kötünün, zalim ile mazlumun, lanetli ile kutsalin, karanlik ile aydinligin hesaplasmasidir. Imam Hüseyin burada kutsalligi, mazlumu, aydinligi temsil etmektedir.Kerbela'da bir destan yazılmıştır. Orada zalim değil, mazlum kazanmıştır. Kerbela toprağına zalimin zulmü gömülmüştür. Yezit'in binlerce askerinin karşısında bir avuç Ehlibeyt evladının verdiği onur mücadelesi insanlık tarihinin geleceğini çizmiştir. İnsanlık onurunun öldürülemeyeceği Kerbela Meydanı'nda kanıtlanmıştır.rn(*= Imam Hüseyin’in sehit edildigi ve Türbesinin bulundugu kenttir.
Ayrıntılı bilgi için Kerbela.net adresini ziyaret edebilirsiniz bu konuda içerik olarak zenginler..

Etiketler: , , , , , , ,

Kabe Hakkinda Bilgi

Mekke’de Müslümanlıkça kutsal tanınan, bütün Müslümanların kıblesi, hac zamanında çevresi tavaf edilen taştan yapılmış küçük bir bina. Çevresi duvarlarla ve yedi minare ile çevrilmiş ve üstü açık olan geniş bir avlunun (Mescid-i Haram) ortasında, 13 metre yükseklikte 12 metre boyunda, 11 metre eninde dört köşe küçük bir binadır. Cennetten indirildiğine inanılan ve “Ha-cer i Esverl” denilen kutsal siyah taş Kabe kapısının yanında duvarın içine gömülüdür.

Hac sırasında hacılar tarafından saygı ile öpülür. İki kapısından doğu tarafında olanı açık, batı tarafındaki kapalıdır. Siyah ibrişimden örülmüş, üstünde sırma ile ayetler yazılı bulunan bir örtü ile örtülmüştür. Bu örtü Yavuz Sultan Selim’den sonra her yıl Osmanlı devleti tarafından değiştirilirdi.

Etiketler: , , , , ,

Kuran-ı Kerim

Kuran-ı Kerim hakkındaki genel terim ve bilgileri altta soru cevap şeklinde verdim.Ama öncelikle genel olarak Kuran-ı Kerim'i ele alalım.Kuran-ı Kerim Allah tarafından Cebrail Meleği aracılığı ile insanlara anlatması ve onları islam dinine çağırması için Hz Muhammed (s.a.v.) Peygamberimize indirilmiştir.Kuran-ı Kerim insanlara dünya üzerinde yol göstericidir.O bizleri iyiye ve doğruya yöneltir.Kuran-ı Kerim'de islam dininin incelikleri hakkında da bilgi verilmekte insan ve diğer varlıklar hakkında bilgi bulunmaktadır.Biz insanlara düşen ise Kuran-ı Kerim'i okumak onu anlamak ve anlatmak herhangi bir yanılgımızda ya da herhangi bir konuda kuşku duyduğumuzda Kuran-ı Kerim'in rehberliğinden yararlanmaktır.
Aşağıda Kuran-ı Kerim Hakkında soru-cevap şeklinde bir terimler ve bilgi sözlüğü gibi bir şey bulunuyor.

Etiketler: , , ,

Kurani Kerim Neden Bozulmadi

Kuran-ı Kerim'in bozulmadan günümüze kadar gelmesinin başlıca nedenleri şunlardır:
1- 23 yılda inmiştir
2- Hemen ezberlenmiştir
3- Hemen yazılmıştır
4- Allah koruyacağını Kuran-ı Kerim'de belirtmiştir

Etiketler: , , ,

imanin şartlari nelerdir

imanın şartları nelerdir?
imanın şartı 6'dır:
=> Allah'a
=> Allah'ın Meleklerine
=> Allah'ın Kitaparına
=> Allah'ın Peygamberlerine
=> Kaza ve Kadere
=> Ahiret gününe iman,inanmaktır.

Etiketler: , , , ,

Haccin Farzlari Nelerdir

Haccın Farzları Nelerdir?
1) ihrama girmek

2) Arafat'ta vakfe
3) Ziyaret Tavafı olmak üzere Hacc'ın farzı 3'tür.

Etiketler: , ,

Hacca Gitmek Kimlere Farzdir

Asagidaki sartlari tasiyanlara hacca gitmek farz olur:

1 ) Akilli olmak,

2) Erginlik çagina gelmis olmak,

3) Müslüman olmak,

4) Hür olmak,

5) Haccin farz oldugunu bilmek. (Bu sart müslüman olmayan ülkelerde müslümanligi kabul edenler içindir. Islâm ülkelerinde yasayan müslümanlar için haccin farz oldugunu bilmemek özür degildir.)

6) Zorunlu ihtiyaçlardan baska hacca gidip dönünceye kadar kendisinin ve bakmakla yükümlü oldugu aile fertlerinin geçinebilecegi maddi güce sahip olmak.

7) Durumuna uygun bir vasita ile hac yolculugunu yapabilmesi için vasita ve yol masraflarini karsilayacak parasi olmak.

8) Hac vazifesini yapabilecek zamana yetismis olmak.

Etiketler: , , ,

Hacca Gitmek

Hacca Gitmek Hakkında

İslâm sartlarinin besincisi hac'dir. Hac, belli zamanda, belirli yerleri özel bir sekilde ziyaret etmektir.

Hicretin dokuzuncu yilinda farz olmustur. Hac hem mal, hem de beden ile yapilan bir ibadettir. Belirli sartlari tasiyan müslümanlarin ömründe bir defa hacca gitmesi farzdir. Allah'in her emrinde oldugu gibi haccin farz kilinmasinda da bir çok hikmetler ve faydalar vardir.

Çesitli ülkelerden mukaddes topraklara gelen, dilleri ve renkleri ayri olan müslümanlarin tek gaye etrafinda bir araya gelmesi ve hep birlikte Allah'a yönelmesi islâm kardesligini güçlendirir. Müslümanlarin birbiri ile tanismalarini, birbirlerinin dert ve sikintilarina çare bulmalarini saglar..

Zengin-fakir her seviyede müslümanin ihrama girerek ayni kiyafet içinde bulunmasi insanlara esitlik fikrini asilar, mahser gününü haltirlatir. Hac yolculugu, insanin bilgi ve görgüsünü artirir, zorluklara karsi dayanma aliskanligi kazandirir. Mala bağımliligi azaltarak, fakirlere, yoksullara karsi merhamet ve yardim duygularini gelistirir.

Sevgili peygamberimizin dogup büyüdügü, Islâm dini'nin cihana yayilmaya basladigi kutsal yerleri görmek ruhlara manevi bir heyecan verir, dini duygulari kuvvetlendirir .Kutsal yerlerde insan kendisini Allah'a daha yakin hisseder, yaptigi ibadetlere kat kat fazla sevab verilir. Allah rizasi için hac vazifesini yapan ve insanlara kötülük etmekten sakinanlarin (kul haklari hariç) birçok günahi bagislanir. Bu konuda peygamber Efendimiz söyle buyurmustur:

"Kim Allah için hacceder de kötü söz ve davranislardan sakınirsa, annesinin onu dogurdugu günkü gibi günahlarindan arinmis olarak döner."

İlgili Konular: Hac Kimlere Farzdır,Haccın Farzları,Hac Nasıl Yapılır?

Etiketler: , ,

islamin Sartlari Nelerdir

islamın şartları 5 tanedir:
1-Kelime-i Şehadet Getirmek
2-Namaz Kılmak
3-Oruç Tutmak
4-Zekat vermek
5-Hacca gitmek

Etiketler: , , ,

Hz Muhammed'in Hayati

HZ. MUHAMMED'İN HAYATI
*** Hz. Muhammed 571 yılında Mekke şehrinde dünyaya geldi. Babasının adı ABDULLAH, annesinin adı AMİNE dir. Hz. Muhammed küçük yaşta önce babasını daha sonra da annesini kaybetti. Önce dedesi ABDÜLMUTTALİB, o da ölünce amcası EBU TALİB in yanında kaldı. Amcası ile beraber ticaretle uğraştı. Küçük yaşından itibaren çevresinde doğruluğu, güvenirliliği ile ün kazandı. Kendisi çevresindeki insanlar gibi putlara hiç ilgi duymuyor, sık sık HİRA dağına çıkıp yalnız kalıyordu.
*** Yine böyle bir zamanda Hira mağrasında düşünceler içerisinde iken vahiy meleği Cebrail ilk vahyi getirdi. (Yaradan Rabbi!nin adı ile oku!-Alak Süresi). Bu şekilde Hz.Muhammed'in peygamberlik süreci başlamış oldu. Hz. Muhammed'e ilk inananlar Hz.Hatice, Hz.Ali, Hz.Ebu Bekir, ve Hz. Zeyd oldu. Ancak yeni gelen din (İslam) Mekkeliler tarafından hiç hoş karşılanmadı. Çünkü İslam dini kendi dinleri putperestlik ile hiç benzeşmiyordu. Atalarının dinine büyük bir bağlılık duyan Araplar Hz.Muhammed'e ve yeni dine şiddetle karşı geldiler. Bu karşı gelme zamanla Müslümanlara karşı şiddete dönüştü. Bunun üzerine Hz.Muhammed Müslümanlara hicret (göç) emrini verdi. 615 yılında Müslümanlar önce Habeşistan'a baskılar artınca da 622 yılında Mekke'yi terk ederek Medine şehrine hicret (göç) ettiler. Hicret 'ten sonra Medine İslamiyet'in merkezi durumuna geldi
Uzun yıllar süren fetih hareketleri ve islamiyetin yayılımı sonucunda;632 yılında Mekke'yi feth ettiler.Hz.Muhammed son bir kez Mekke'de kalabalık bir Müslüman kitlesine VEDA HUTBESİNİ söyledi. 632 yılında Medine'de vefat etti. Hz.Muhammed vefat ettiği yere gömüldü. Medine şehrindeki peygamberimizin bu mezarına "Ravza-i Mutahhare" denir.

Etiketler: , , , , ,

Cahiliye Dönemi

Cahiliye Dönemi Genel Bilgi
Bilgisizlik, gerçeği tanımamadır.İslâm,tam bir aydınlık ve bilgi devri olduğu için, Arabistan'da İslâmiyet'in yayılmasından önceki devre, daha dar anlamı ile Hz. İsa'dan sonra peygamberimizin gelmesine kadar geçen zamana "cahiliyye" devri adı verilmiştir.Bu dönemde Arabistan'da insanlar
putlara taparlardı,içki içerlerdi,kumar oynarlardı,tefecilik yaparlardı,kumar oynarlardı,fuhuş yaparlar,kızları diri diri toprağa gömerlerdi.İslamiyetten önceki bu döneme cahiliye dönemi adı verilirdi.

Etiketler: , , , ,

Ayet Sure Cüz Kavramlari

Ayet Nedir?
Kuran-ı Kerim'in bir veya birkaç cümlecikten oluşan bölümleridir.

Ayet Sözlükte Ne Anlama Gelir?
Ayet sözlükte alamet,işaret,delil demektir.

Kuran-ı Kerim'de kaç ayet vardır?
Kuran-ı Kerim'de 6666 ayet vardır.

Sure Nedir?
Kuran'ın en az 3 ayetten oluşan 114 bölümünden birine verilen addır.

Sure Sözlükte Ne Anlama Gelir?
Sure sözlükte yüksek mevki,etrafı surlarla çevrili şehir demektir.

Hangi Sure Besmele ile Başlamaz?
Tevbe suresi besmele ile başlamaz.

En Uzun Ve En Kısa Sure Hangisidir?
En uzun sure Bakara Suresi'dir.
En kısa sure Kevser Suresi'dir.

Cüz nedir?
Kuran-ı Kerim'in 20'şer sayfalık her bölümüne verilen addır.

Cüz Sözlükte Ne Anlama Gelir?
Cüz sözlükte parça bölüm demektir.

Kuran-ı Kerim kaç cüzden oluşur?
Kuran-ı Kerim 30 cüzden oluşur.

Etiketler: , , , , , , , ,